Müzik plakları, sesin kaydedilip çalınmasında önemli bir role sahip olan ve tarihi 19. yüzyılın sonlarına dayanan bir teknolojik gelişmedir.
1 - Fonografın İcadı ( 1877 ) :
3 - 33 1/3 ve 45 Devir / Dakika (1940'lar-1950'ler) :
4 - Vinil Malzeme ve LP (Long Play) Plaklar (1948) :
5 - Single'lar ve 45'lik Plaklar (1950'ler) :
6 - Plakların Altın Çağı (1950'ler-1980'ler) :
7 - Dijital Çağ ve Plakların Gerilemesi (1980'ler-2000'ler) :
8 - Plakların Yeniden Canlanışı (2000'ler- Günümüz) :
Sonuç Müzik Plak'larının Tarihçesi :
Plakların tarihçesi oldukça ilginç ve gelişmiş bir evrimi kapsar.
Plakların tarihindeki dönüm noktası, Thomas Edison'un 1877'de fonografı icat etmesiyle başlar.
Fonograf, bir cilindirin üzerine kaydedilen ses dalgalarını çalabilen bir mekanizmaydı.
Edison'un fonografı, önceki konuşma makinelerinden farklı olarak, sesin gerçek bir kaydını yapabilme yeteneğiyle dikkat çekti.
Edison'un fonografına benzer bir teknolojiyi kullanan Alexander Graham Bell ve diğer mucitler, 1880'lerde döner bir disk üzerine ses
kaydı yapabilen ilk plak formatlarını geliştirdi.
Bu dönemde, 78 devir/dakika hızındaki plaklar, genellikle selüloz nitrat veya gümüş kaplı bir malzeme kullanılarak üretildi.
78 devir/dakika plaklar, kısa süreli müzik parçaları için uygundu, ancak daha uzun kayıtların mümkün olmasını sağlamak için
33 1/3 ve 45 devir/dakika hızlarında plaklar üretildi.
Bu, albümlerin ve single'ların daha yaygın olarak kullanılmasına olanak tanıdı.
II. Dünya Savaşı sonrasında, vinil malzemenin kullanılmasıyla daha kaliteli ve dayanıklı plaklar üretilebildi.
1948'de Columbia Records, 33 1/3 devir/dakika hızında çalınan 12 inçlik LP (Long Play) plakları tanıttı.
Bu, bir plak üzerinde daha uzun süreli müzik kaydı yapılabilmesini sağladı.
Aynı dönemde, 45 devir/dakika hızında çalınan 7 inçlik 45'lik plaklar da popülerlik kazandı.
Bu format, özellikle single müzik parçalarının yaygın olarak satılmasını sağladı.
1950'lerden 1980'lere kadar olan dönem, plakların altın çağı olarak kabul edilir.
Bu dönemde, plaklar müzik endüstrisinde baskın bir format oldu ve birçok ünlü sanatçı, albümlerini plak formatında yayımladı.
1980'lerde dijital müzik formatlarının yükselişiyle birlikte plakların popülerliği azaldı.
CD'ler ve diğer dijital medya formatları, plakları geride bıraktı.
Ancak plaklar, bağımsız müzik sahneleri ve koleksiyoncular arasında hala popülerliğini korudu.
2000'lerden itibaren, plaklar beklenmedik bir şekilde yeniden popülerlik kazandı.
Müzikseverler, analog ses deneyimini aradılar ve plak koleksiyonları yapmaya başladılar.
Yeniden basımlar, plak dükkânları ve plak etkinlikleri, plak kültürünün canlanmasına katkıda bulundu.
Bugün, plaklar hala müzikseverler arasında popüler ve değerli bir koleksiyon öğesi olarak görülmektedir.
Analog sesin sıcaklığı ve plak dinleme ritüellerinin yeniden değer kazanması, plakların tarihindeki bu uzun evrimin bir göstergesidir.
Long Play'leriniz ( Uzun çalar ) - 45'lik, 33'lük ve Taş Plak'larınızı
Antika Plak'larınız aynı gün içinde bulunduğunuz yerden değerinde nakit ödeme alınır
Site içinde yer alan bilgiler izinsiz kopyalanamaz ve farklı yerlerde kullanılamaz